Kaynağı Yaylapınar'ı Keşfet

Geçmişten Günümüze Yaylapınar

 

Tatarca kökenli olan adı, çam ağacından yapılan testi anlamındaki senek kelimesinden gelir. Senek yapımının yaygın olması, köyün Senekçiler diye anılmasına neden olur. Zamanla telaffuzu Sinekçiler’e dönüşür.  Senekçiler’in, 1402’de Yıldırım Beyazıt önderliğindeki Osmanlı Devleti ile Timur önderliğindeki Büyük Timur İmparatorluğu arasında geçen Ankara Savaşı sonrasında kurulduğu sanılır. Köyün girişindeki caminin onarımı sırasında bulunan bir belgede caminin 1473’te yapıldığı bilgisi yer alır. Köy çeşitli sebeplerden dolayı yeri zaman içinde değişir. Bugün, ilk yerleşim yerinin yaklaşık 3 km. aşağısında konumlanır. Kurtuluş savaşı sırasında Yunanlılara karşı kullanılacak olan topların İzmir’e ulaştırılmasını sağlayan yol, buradan geçer; ancak büyük kısmını, şimdiki yol kapatır. Kurtuluş Savaşı dönemi Zeybeklerinden Kamalı Zeybek, Çakıcı Mehmet Efe olarak da bilinen Çakırcalı Mehmet Efe'nin birkaç kez köye geldiği, Ali Molla adlı kişinin evinde konakladığı, erzak toplayarak tekrar Ödemiş, Tire hattını kullanarak İzmir'e döndüğü rivayet edilir. Ev, halen kullanılmaktadır. Sinekçiler, 2012’de köylülerin girişimiyle adını Yaylapınar olarak değiştirir.

Coğrafi Yapısı ve İklimi


Yaylapınar, Ege Bölgesi’nin en büyük araziye sahip köyüdür. İklimi ve bitki örtüsü tipik Akdeniz özellikleri taşır. Genellikle maki olmakla beraber meşe ve kestane de dokuda önemli yer tutar. Hava sıcaklığı Nazilli'ye göre köyün bulunduğu alanda 5-8 derece, yayladaysa 10-15 derece daha serindir. Gerek manzara gerek rüzgâr yönü ve şiddeti bakımından yamaç paraşütü ve yelken kanat sporları için çok uygun olan yayla, Aydın Dağları’nın en üst noktasında, İzmir - Aydın sınırındadır. Yazları sıcak ve kurak olan Yaylapınar’da yağış, nadiren görülür. Kışları ise ılık ve yağışlıdır. Çok nadir olarak kar yağışı görülür. Yaylapınar’ın ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Zeytin, incir, kestane, üzüm, kiraz, elma, ceviz başlıca yetiştirdiği ürünlerdir.  Yaylapınar, son yıllarda organik tarıma yapılan yatırımlarla, Türkiye’nin en geniş organik tarım bölgesine dönüşmüştür.